Edirne'deyim, olayın boku çıkmış durumda burada. Görüş mesafesi 20 metre ya var ya yok!
Sabah otelde kahvaltı ederken, ağaçlık araziye doğru şöyle bir gözüm kaydı. "Yunan sınırı çok yakında. Sisten yararlanıp kendimi kamufle edebilirim!" dedim kendi kendime. Gri takımımı giyip, sınırı geçtikten sonra doğruca Atina yolunu tutmaktı planım. Hemen orada bir iş kurar, belki bir kadınla tanışıp evlenir, hayatımı orada kurarım dedim. Sonra Yunan halkı ve toplum yapısı ile olan benzerliğimiz aklıma geldi. Orada da bürokrasi denen engeller topluluğu, tonlarca kağıt ve imza işi vardır diye düşündüm ve vazgeçtim.
Sis, garip bir olay. Bir yandan getirdiği o iç gıdıklayıcı soğukla, insanın iliklerini okşuyor. Bir garip hissetiriyor insana kendini. Sabah uyandığımda mesela, daha dışarının görüntüsüne bakmadan kapıyı açtığım vakit sisli hava bir başka vurdu sanki suratıma. Tatlı bir serinlik veriyor, ilginç bir dinçlik katıyor bünyeye. Bu tarz havanın verdiği üşüme hissi bile bir hoş, kabul edilebilir.
Gariplik bu mu peki? Hayır değil! Gariplik böyle bir duyguya sokarken insanı, aynı zamanda birazda olsa hayatımı anlatması gibi geldi bana. Bakıyorum önüme mesela, müşteriye gelirken, 20 metre ilerisini gerçekten göremiyorsun. Orada ne var, kim var? Belki seni dövmek için bekleyen 10 kişi, belki hayatının aşkı, belki freni patlamış ve seni öldürmeye doğru hızla yaklaşan bir kamyon, belki yeni bir iş imkanı! Herşey olabilir diye düşünüyor insan. Düşünüyor!
Oysa alışmış olmam gerekirdi diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi! Kelle koltukta devam eden hayatlar, "Yarın ne olacak?" sorusuyla geçen günler, "Her an herşey olabilir!" mantığı veya "Carpe diem, başka bişey demiyem!" aforizmasına bağlı insanlar. Yarın ne olacağını bilmeden ve düşünmeden devam eden yaşamlar. Ben ve çevremdekiler özet olarak bu tarz insanlar. Ama yinede insan sisi görünce sanırım kendine odaklandığı için daha bir filozoflaşıyor bu konuda.
Bugün karar verdim bende o zaman, insan hayatında 1 gün, metrelik ölçü sisteminde 20 metre mesafeye eşit. Normal bir insan ortalama olarak 60 metre mesafeyi detaylarıyla görürmüş. Bu yüzden bende sadece 3 gün sonrasını görebildiğimi düşünüyorum. Sisli günlerde bu mesafe ise 20 metreye indiğinden sadece yarını düşünebiliyorsun. Psikolojik bir mevzu anlayacağınız!
Keskin nişancıları düşündüm de şimdi. 2.600 metreye nokta atış yapan adamlar var. O mesafeden adam hedefi öyle hesaplamış ki, silahın sesini duymadan seni yere indirmiş oluyor. Böl işte 20'ye onu 130 eder. 130 gün sonrasını bile görüyor adam. Ne planlar yapar ve uygular o adam? Ne mutlu ona.
Bu sis olayı beni biraz olumsuz etkiledi sanırım. Bir daha ki sefere görüşmek üzere!
Sevgiler ve saygılar.
Oturan Göbek
P.S.: Günün şarkısı olayına bende giriyorum. Brett Dennen-Ain't No Reason gelsin. Hiiiiyeeep Beraberrrrrr!
🌱🌸 Poema Budista 🌺🌿
5 yıl önce
0 yorum:
Yorum Gönder