Sinsidir! Evet, iyi şaka sinsidir. Bunu bugün anladım.
İyisiyle kötüsüyle yıllardır profesyonel olarak şakalar yapmaktayım. Kimisi çok beğenildi, Onur ile benim sınıftan atılmama sebep oldu. Kimisi tepki aldı, bozulan otobüsün altına yatıp üzerime gazete serdirmem gibi. Kimi şakalar ise adımı hayvana çıkardı. Patavatsız dediler bana. Kendisi hakkında gram fikrim olmamasına rağmen.
Şaka, çok ilginç bir olay gerçekten. İyi yapanı var, kötü yapanı var. Çok kalitelisi var, çok başarısızı var. Başarısızlardan o kadar başarısız olanlar var ki, kalitelilerin yerini alıp yıllar sonra bile hatırlanırlar. Yıllar sonra bile yüzünüzde bir ufak tebessüm olur ya hani, işte öyle şakalarda yok mu?
Şöyle bir düşünün bakalım! Hayatınızın en komik şakası nedir? İster siz yapmış olun, ister başkası yapmış olsun size. Hatırınızda kalan bu şaka mutlaka ama mutlaka, beklemediğiniz anda sizi arkanızdan vuran, o nankör, o sinsi, o smeagol şakadır eminim. Sevdiceğin yaptığının yanında bile hiçtir aslında bu şakanın yaptıkları. Riyakardır bu şaka. İhanet eder. Olmadık yerde güldürür sizi. Şekilden şekile sokar vücudu, uzuvları ve suratı. Ama nafile bu çabalar. Şaka yapılmıştır bir kere.
İşte bugün siz kullarıma kendi hayatımın, ki bu noktada ölümsüz olduğumu hatırlatmak isterim, en sinsi şakasını yazıyorum bu 90 derecede yeni yıkanmış beyaz peygamber donum kadar temiz sayfada. Gerçi yazıyı post edince krem rengi bir zemin üzerine yerleşicek yazım ama olsun klişe bir lafı kullanarak ne kadar yaratıcı olunabileceğini kanıtlamak istedim.
Potansiyel bir müşteri ile toplantıdaydık bugün. Adam Mardin doğumlu ama annesi Adanalı. Hayatını anlatıyor bize. Etkileyici bir hayat gerçekten. Asıl mesleği terzilik. Genç yaşta ailesi bir ev alıyor. Evi aldıktan sonra 1980'li yıllarda, Batman henüz yeni gelişmekte bir il iken, müşterimin bir arkadaşı Batman'a yerleşmesi gerektiğini, kendisinin doğunun başka bir ilinde ekmek fabrikası olduğunu söylüyor. Kazancının bol olacağını düşünen müşterim, topluyor pılını pırtını ve basıyor Batman'a. Mardin'de bulunan bütün mal mülk satılıyor. Batman'da yeni bir ev alınıyor. Müşterimin kafasına yatıyor ekmek fırını işi. Babasını aylar sonra ikna ediyor ve almış oldukları evi yıktırarak Batman'a bir ekmek fabrikası açıyor. O zamanlar Batman'ın tek ekmek fabrikası bu adamın. Diğerleri basit pide fırını gibi. İşler açılıyor. Adam voleyi çakıyor. Daha sonra birisi benzin pompaları işinin iyi olduğunu duyuyor ve bu işe başlıyor. Ekmek fabrikası falan satılarak yatırımlar pompa sektörüne yoğunlaşıyor. Adam buradanda voleyi vuruyor ve indirim yolu ile gideremediği ihracattan doğan KDV'si nedeniyle bize başvuruyor. İşte adam ile tanışmamızın hikayesi bu.
Gelelim müşterinin yapmış olduğu o şok edici, sinsi şakaya.
Üstad adama sordu, "Siz nerelisiniz Cengiz Bey?" diye. Cengiz Bey soğukkanlılıkla cevapladı tam ben "Raporu yarın bitirebilir miyim?" diye düşünürken. Şakaya bak;
"Üstad, ben aslında Mardin doğumluyum ama siparişimi Adana'da vermişler!"
Dedim ohaaaaa! Böyle şaka, böyle bir anda, bu şekilde. Şok oldum. Tepkim biraz abartılı oldu tabii. Recep İvedik-Ayı Yogi karışımı gülüşümle şöyle bir ortalığı şenlendirdim. Mecburdum ama böyle bir şakaya hazır değildim o anda. Gerek vücut olarak gerek ruhsal olarak. Şaka beni sırtımdan bıçaklamıştı.
Şimdi şakayı anlamayanlar olacak aranızda tabii. Hatta hiçbirşey anlamayıp "Ne yani! Ay göbek ne kadar salaksın!" diye tepki verenler olacak. Onların isimlerini de biliyorum. Ama buradan isimlerini verip siz kullarım önünde kimseyi rencide edecek değilim. Buda yüksek karakterimin bir örneği olsa gerekir.
Bugün başka ne yaptım peki? Benim gibi Yunan mitolojisinden düşme bir ölümsüzün hayatı nasıl geçiyor? Açıkcası gayet boktan durumdayım şu anda. Macgyver izliyorum TV'de, yarın raporu bitirmem lazım ama benim önümde kocaman bir iş var daha, uykusuzum, Cihangir'imi özledim, R. ve Pındık ve tabii geçen hafta görüşmediğim Z. burnumun ucunda tütüyorlar. "Ramazan nedeniyle biraya da ara verdim. Eskiden olsa iki tane çakardım kendime gelirdim!" şu anki psikolojimi çok net ifade eden bir quotation. Mahşerin Dört Atlısı-Yılmazcan Four ile her akşamı beraber geçirsem bir gram pişmanlık duymucağımı anladım. Pazar kadim dostum Şentut geliyor. Doktor evde keyif çatıyor ben yokken. Kedi almaya karar verdik ve ilk çatışmayı yaşadık kendisi ile. Kedinin adını "Bıtsssss!" koymak istiyorum ve yedirip şişmanlatmak istiyorum, kendisinin henüz bir isim olasılığı bile kafasında netleşmiş değil. Daha bir çok durum var ama kendimi eşşek ölüsü gibi hissettiğim için uyumak zorundayım.
Bu arada burdan bir selam göndermek istiyorum Gümüşsuyu'nun labirent sokaklarına. Hafta sonu R. ve ben, M. ile A.'nın evindeydik. Güzel bir gündü. Sohbet iyiydi. Redemption Song falan süperdi yahu. Sevgi ve saygılar.
Oturan Göbek
🌱🌸 Poema Budista 🌺🌿
5 yıl önce