O çirkin zencinin söylediğimi desem yoksa bilgisayarda empoze ettiğimi desem karar veremedim bir türlü! Tek karar verdiğim şey zencinin gerçekten çok çirkin olduğu ve hakkaten bir faithless, tabiri caiz ise kader kurbanı veya kadersiz olduğudur!
Ya mesela durduk yere uyku tutmamasının bir açıklaması bulunsun artık! Gerçekten yeter.
Şu post sabah 4'te son kez kayıt edilip, ofise gelindiği vakit tamamlanıyorsa buna bir açıklama getirilsin! Her boku açıklamaktan hiçbir zaman çekinmemiş olan İsviçre'li Bilim Adamları sıkıyorsa bunu araştırmaya girişsinler. Zaten heryerde benden kaçıyorlar!
O değilde hakkaten ya! Çok duyduk ama aranızda hiç isviçreli bir bilim adamı ile tanışan var mı? İsviçreli tanımışsınızdır ama birde bilim adamı olanı tanıdınız mı bunlardan? Mesela nedir bunları bu kadar meşhur yapan? CERN desem, o değil ya! Onunla meşhur olmadılar. Adamlar hergün çıkıp sağlıkla ilgili ahkam kesiyorlar, en meşhur bilim merkezleri yıllardır dünyayı neredeyse yok edecek olan deney ile ön planda. Başka birşey var usta bu isviçreli bilim adamlarında! Birisi bunu bana açıklasın.
Uzun zamandır yazmadığımı fark ettim. Aslında pek uzun değil ama nedense bana uzun geldi. Mesela R. ve Pındık ile de aslında pek uzun zamandır değil ama bana göre uzun olan bir zamandır görüşemedik. Keza Z. ile de görüşemedik. Özledim lan!
Geçen gün tesisatçı çağırdım yeni eve. Adam son zamanlarda duyduğum en iddialı cümleyi kurdu! Böyle usta ve hani iyi tesisatçılardandı ama hakkaten iyi olanlardan. Fakat bu cümleyi yazmadan geçemem!
Tesisatçı dedi ki; "Bizim meslek dünyanın en önemli 3. veya 4. mesleği! Neden biliyor musun?"
Burada bir ara verip "Neden biliyor musun?" sorusuna dikkat çekmek gerekli. Ya o nasıl bir sorudur, nasıl bir kurt kapanıdır, karşı tarafa kurulan bir bubi tuzağıdır!
İki olasılık var burada; ya "Evet, biliyorum!" diyip konuyu sen açıklayacaksın, ki açıklamama şansın kalmıyor bu noktada yada "Hayır, bilmiyorum!" diyip karşı tarafın vicdanına bırakacaksın kendini. İddia ediyorum hiçbir türk Ankara Savaşı'ndan bu yana bu denli aciz duruma düşmemiştir. O hikaye, tesisatçının mesleğinin önemine dair tezi mutlak ve kati suretle dinlenecen usta! Çok kötü bir durum, çok kötü!
Neyse daha fazla uzatmayayım bu konuyu, tesisatçının tezini direkt kendi ağzından aktarayım;
"Abi şimdi sen mesela evlendin! Kimseya yatak odanı gösterir misin? Göstermezsin. İşte ben hergün onlarca ev geziyorum ve işim icab ederse insanların yatak odalarına dahi giriyorum. Yani bir nevi insanlar yatak odalarını bana emanet ediyorlar. Bu güven işi abi! Bu güveni ben boşa çıkaramam. İşte bizim meslek bu yüzden önemli!"
Şimdi aslında laf iddialı ama pratiğe döktüğün zamanda hani bir gerçeklik payı var! Gerçekten bizde öyle yani evlenene kadar yatak odasına, yani bekar adamın yatak odasına herkes girebilirken, evlendikten sonra o yatak odasına kimsenin girmesini istemiyoruz. Neden olabilir lan acaba bu? Bak bu başlı başına sosyal bir inceleme konusu edilsin mesela. İsviçreli, yok bunu Filipinlerli bilim adamları araştırsın bak!
Bak bunu yazdım aklıma ne geldi; acaba Filipinlerde yaşayan adama ne denir? "Filipin" mi yoksa "Filipinlerli" mi? Mesela bunun ingilizcesi "Philipinish" mi yoksa iki tane mi "n" kullanılıyor?
Olum yeni evim çok güzel lan! En yakın zamanda, annemler gitmeden içli köfte partisi ayarlıcam inşallah tabii denetimler izin verirse, bahar döneminin ilk mangalar partisini de balkonumda yapmayı buradan siz kullarıma açık seçik teklif ediyorum! Tabii bunlar hep ayarlanması gereken şeyler! Ev hediyesi almadan gelenleri de içli köfte niyetine yerim demedi demeyin! Bunu itiraf edecek kadar da, evet karaktersizim!
Akşamları böyle jazz, blues falan dinliyorum mesela çok iyi oluyor. John Lee Hooker ne kadar güzel değil mi? Mesela bunu dinliyeceğim ben sürekli ama hiçbir zaman bunu CV'me yazmayacağım, sizde dinliyorsanız yazmayın. Ne kadar ezik lan! CV'de hobiler yazıyor, bizim oğlan "Jazz müzik dinlemek!" diye yapıştırıyor! Çok var lan böyle ezik, yapmayın bunu. Etiket değil bu zevk sadece!
Öyle işte. Şimdi uykulu şekilde denetime gidiyorum. Hayırlara vesile olsun!
Sevgiler ve saygılar.
Oturan Göbek
2 yorum:
evet dostum ben de seni ozledim.
ayrica,
hobilerim arasinda,
etkili iletişim, jaz muzik dinlemek, sosyal paylaşım, sinemaya gitmek ve kayak yapmak vardir.
Amil, İsviçrelilerin yarısı çikolata fabrikasında emekçi, diğer yarısı da bilim adamı oluyore..
Ayrıca Phillip, Filipinlere verilen addır. Ülkenin ismi de kurucuları (özgürlük savaşçısı) Phillip J. Guavena'nın ülkeye bir hediyesidir.
Yorum Gönder