Çok anlattılar bazı kınalı yapıncaklar. "Ay çok şöyle güzel, ay çok böyle güzel." dediler aylardır hakkında. İnat ettim bende izlemicem dedim kendi kendime ama haftasonu can sıkıntısı birazda rastlantı eseri izleyim dedim. İzlemez olaydım. Kör olaydım. Önüme geçip "Getme. İzleme." diyen de olmadı. Şimdi unutmaya çalışıyorum.
Neden mi bahsediyorum? Tabii ki klişeler abidesi, eski yeşilçam filmlerinin az buçuk daha pornografik olanı ve sonunda her zaman ki kadının erkek tarafından üzüldüğü ama erkeğinde aslında hayatının mahvolduğu, basit bir severek ayrılanlar hikayesi olan "Issız Adam" isimli tek bölümlük şaklabanlık perdesinden bahsediyorum.
İzleyenler bilirler güzel müziklerle başlıyor film. İşte birbirlerine laf itelemek amaçlı yazılmış şarkılarla yok "doğru söz içinmiş diller" yok bilmem "dilerim ki mutlu ol sevgilim, ben olmasam bile hayat gülsün sana, günahım boynunda ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda" yok efendim biri der "bana yalan söylediler".
Semiramis iyi güzel sana yalan söylediler de, kime söylemediler ki lan? Ne bu tripler? Kafana göre şarkı yazıp okumalar falan. Noluyor oğlum? Eeee, bana da yalan söylediler. Sen istedin diye şarkıyı yazıp okumuşsun da herkes istediğini yapsa nasıl olacak bu dünya? Ben de kafayı atmak istiyorum! Napayım yani gidip döveyim mi? Seni bu bakımdan hiç beğenmedim. İleri derecede cüretkar yazılmış bir şarkı, ayrıca çok mantıksız. İşte bu yüzden Ajda bir süperstar iken sen ancak bir filme soundtrack verebiliyorsun. Tutarsızsın Semi. Tutarsız. Hani doğru söz içindi diller? Eee niye sana yalan söylediler o zaman. Okumadan önce şarkının sözlerine bir bak. Kendi içinde tutarlılığı sağla. Adamı hasta etme.
Sevgili Ayla Dikmen, dikkat ediyorsun sana saygımdan dolayı soyadın ile hitap ediyorum. Ama sakın sizli konuşmamı bekleme. O şarkının sözleri ne öyle? Afrika'da iç savaşın olduğu bir ülkede büyüdünde bizim mi haberimiz yok?
"Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
Dilerim ki mutlu ol sevgilim,
Ben olmasam bile hayat gülsün sana.
Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda."
Önce hesap soruyorsun adam, acı verdiğini dile getiriyorsun. Sonra yok mutlu ol gibisinden, ki memlekette bu tarz söylemlere "götünü yiyim ayağı" deriz, işte hayat ona gülecekmiş falan. Daha sonra günahınıda adamın boynuna koyuyon basıyon götüne tekmeyi. Ulan senin ağzına sıçtı bu adam? Niye mutlu olsun. Allah belasını versin demen gerekmez mi? Yoksa nefret etmekten mi korkuyon? Tamam nefret etme ama "mutlu ol!"da deme. Ben olsam şöyle yazardım şarkıyı, kafiyesiz bilmem işte yok müzisyen ruhlu olmaz ama en azından tutarlı olurum;
"Hani sen acı veren kalpsizlerden olamazdın?
Ağzıma sıçtın, kullandın gittin beni,
Umarım pipin düşer bir daha bulamazsın,
Günahım boynunda, ağlayan bir çift göz bıraktın arkanda."
Nil Burak, sana diyeceğim tek şey senin yanlız olmanı anlıyorum zaten. Kimse senin gibi melankolik bir insanla birlikte olmaz yani. İçimi sıktın be! Bi silkin, kendine gel. Zevzekliğin lüzumu yok.
Müziklerini böyle yorumladım işte filmin. Gelelim konuya, diyaloglara ve falan filanlara.
Konu her zaman ki gibi, erkeğin kadını üzmesi. Börghhhh dedim, midem bulandı. Yeter artık bir filmde de kadın erkeği üzsün de, son laf itelemeyi erkek yapsın kardeşim. "Biriniz de başka bir şey söyleyin be! Karda donmak üzeresin, uyumak tatlı geliyor ama sen öldüğünün farkında değilsin!". Ey yavrum ey, biri bana dese bu lafı yemin ederim oracıkta kendi bokumda boğulmak isterim. O ne zeka, o ne yenilik, o ne ulaşılmaz bir laf iteleme yeteneği! Senaristleri tebrik etmek ve "Siktirin lan ordan!" demek istiyorum. Birimiz de başka birşey söylecekmişiz! Bak sen. Lan başka bişey söylesek ne fark edecek. Sebep yok işte, ne demesini bekliyon adamın. "Ben gayim!" yada "3 aylık ömrüm kaldı!" gibi klişeler mi? Barney Stinson en iyisini mi yapıyor yani? Birlikte olduktan sonra " 2 saat sonra Apollo-25 ile Ay'a uçacağım, döndüğümde ararım!" bu mudur olay? Siktirin lan hadi. Onu yap olmaz, bunu et olmaz. E gitme desen hiç olmaz, kafasına koymuştur gitmeyi bir defa. Diyeceğim şudur ki, birazda kadınları suçlayın senarist denen yavşaklar. Schopenhauer felsefesine yaklaşın.
Şu hani kızın dükkanında kız anlatıyor da, çocuk "Valla yemiş gibi duruyorsun zamanında!" gibi birşey diyor ya, kız kahveyi boşaltıyor çocuğun yüzüne. Bana çok sahte geldi şahsen. Sıcak kahveyi suratıma yemişim, canım yanmış birde üstüne kahve lekesi. Tahminen havada yaz mevsimi olduğunu gösteriyor. Yani sıcak. Yemin ederim haşat ederim orda kızı. Üstelik kendi mekanında, o kadar da delikanlıyız yani.
Biz böyle delikanlılıktan bahsederken gel gör ki, "Issız Adam" denen godoş Tarsus'lu çıkıyor. Valla memleketim diye söylemiyorum bizden böyle godoş çıkmaz yani. Zaten ne gelirse de başımıza bu yüzden gelir. Bizde ıssız adamlık yapıp, fırsatlardan istifade etseydik o zaman iyi olurdu tabii. Yavşak herif, bide annesine bağrıyor, yemekte içeceği masaya dökdükten sonra toplamaya çalışıyor diye. Seni ben ne yapardım ama okuyanlara saygım var belirli bir küfür seviyesini geçemediğim için kendimi net ifade edemem.
Ya daha fazla sinirlerimi bozmak istemiyorum. Film ile ilgili son yorumum şu olsun madem;
"Yapımda emeği geçenlerin azına sıçayım!"
🌱🌸 Poema Budista 🌺🌿
5 yıl önce
2 yorum:
"ıssız adam" filminin insan beyni üzerinde kalıcı hasara yol açtığını iddia ediyorum.
eğer "dünyayı kurtaran adam" kafasına girip izlersen, baya eğlenceli, kahkaha dolu dakikalar geçirebiliceğin bi film a-meal (ingiliz aksanıyla) arkadaşım..
Bir tane hayatını fikfike adamış dürrüğün mecaralını konu alan bir filmin nesi bu kadar eğenbiliyor anlamıyorum. Adamın abazanın önde gideni belli. Abazan filmi yapmaya çok meraklıysan Mersin Sanayi sitesine git bakim. oraya giden ıssız adamı napıyolar. Valla Ordaki kız kesin birisinin bacısı flndır. Patatese çevirirler adamı.
Yorum Gönder