skip to main | skip to sidebar

İlmi İle Amil Kişi

  • Entries (RSS)
  • Comments (RSS)
  • Home
  • Posts RSS
  • Comments RSS
  • Edit

Cumartesi, Ocak 2

Budizm ve Börtüböcek Familyası

Gönderen İlmi İle Amil Kişi zaman: 16:44
Filmlerden biliyoruz. Animelerden biliyoruz. Bu budist tayfası hakkında genel bir bilgiye sahibiz hepimiz. Dünyevi olaylardan pek bir uzakta, sürekli meditasyon durumları, yok bilmem garip kıyafatler. Sürekli bir saçı kazıtmalar, garip kung-fu teknikleri üstelik bin bir türlü hayvanın adıyla anılan teknikler. Anlaşılmaz böyle bir bohem, bu dünyanın ötesini düşünen bir hayat tarzı.

En önemli şey yaşama ve yaşama hakkına önemdir sanırım bu adamlarda. Her canlı kutsaldır olayı, biraz düşündümde saçmalıktan bir parmak uzaklıkta duran bir düşünce tarzı bu.

Mesela ben budist olmak ister miydim? Evet isterdim. Gidip kung-fu'nun gizemli yanını keşfedip, sonra gelip Türkiye'ye yılbaşı gecesi Taksim'de 50 magandaya, bir taciz timinin tamamına dalmak isterdim. Ama işte budist bunuda yapamıyor. Onların hayatına önem veriyor.

Mesela sinekler. Kara ve sivri olanları bunların. Kara sinek "vııııııuuuuvvv! dıpt!" şeklinde gelip kulapının tam dibine konar, orada biraz oynar uykunun ağzına sıçar ya hani. İşte budistsen mesela onu öldüremiyorsun. Sivri sinekler seni dayak yemişe benzetecekken sen onu öldüremiyorsun. Üstelik kanını emip bulaşıcı hastalıklara sebep olsa bile "Olsun!" diyorsun.

Lan hadi onu da geçtim! Beni bir kere akrep sokmuştu yaylada, ağzıma sıçmıştı. Halamın baldırı gibi olmuştu ayak bileğim. Mesela onu da öldüremezdim budist bir keşiş olsaydım! Ne kadar kötü bir olay bu?

Evden hamam böceği çıksın, yok ne bileyim bahçede çiyan gör, fare getirsin vebayı sana ama sen öldürme! Adalet bu mu lan? Müslümanlıkta bile cihad denen kavram var! Bu nasıl bir dini inanış? Hadi kabul insanlar ölmesinde, bırakın bari börtü böcekleri öldürebilelim.

Buradan sevdiğim anime karakterlerine seslenmek isterim. Guru Pathik(*), Avatar Aang ve Anji, bırakın olum bu ayakları! Öküz gibi gücünüz var, oranızdan buranızdan chi fışkırıyor. Bari börtü böceği öldüründe midemiz rahat yemek yiyebilelim. Lan tamam günahlarınız da benim üstüme hadi! Geçin olum bunları, geçin.




Hadi bye bye o vakit.

Sevgiler ve saygılar.

Oturan Göbek

(*) Guru Pathik dedim de aklıma geldi. O sıfat alınamıyor olsada tip olarak benzerliğinden isimsiz kahraman daima Guru Pathik olarak anılacaktır. Üstelik guruluk, bir yerden alınacak sıfatla olmuyor sanırım. O yüzden boşverelim efenim küçük sıfatları.
2 yorum

Cuma, Ocak 1

GBT'yi Başarı İle Tamamlamak

Gönderen İlmi İle Amil Kişi zaman: 17:56
Türkiye'nin en büyük sorunlarından bir tanesi yıllardı büyüklerimizin şikayetini defalarca ettiği bürokrasidir sanırım. Bugüne kadar pek bir darbesini yemedim bürokrasi ve bunun gerçekleştiği kamu idarelerinin. Ama sanırım yıllardan beridir süre gelen bu bürokrasi hakkında ki şikayetler, döngüye olan güvenimi fena halde yıpratmış.

Askerliği okul erteletiyor ve bununla ilgili bilgileri şubelere okul veriyor biliyorsunuz. Bürokraside ki boktan güven durumu burada ortaya çıkıyor işte. Ya askerlik bilgileriniz okul tarafından şubenize verilmediyse? Çok kötü olurdu lan!

İşten çıktım bu hafta arası. Geç saatte mesai yapan bir tek ben olduğum için tek başıma meydana doğru yürümeye başladım. Normalde hergün yürüdüğüm yol. Kimi zaman yine tek başıma yürümüşümdür ama hiçbir zaman polis tarafından kimlik kontrolünden geçirildiğim olmamıştır.

Buna sevinmişimdir her zaman. Polisin kimlik sorma gereği hissetmediği bir adam olmak, insanın içini rahatlatıyor nedense. Bunun birkaç sebebi şöyle olsa gerekir;

-Tipim temizdir ondan sormamıştır. Güvenilir bir duruş, efendi bir sunum. Gerek yoktur bana kimlik sormaya.

- Kimlik sorulanların tiplerine bir bakın isterseniz. Genelde evlat olsa sevilmez, bir adım ilerisi suratına sıçılmaz, bir adım daha ilerisi kese kağıdıyla bile idare edilemez adamlardır bunlar genelde. Onlardan olmak istemez kimse. İstememeli!

Sordular işte kimlik. İçim rahat. Sabıka yok, ters bir durum yok. O anda işte nedense "Lan, hadi okul tecil ettirmediyse!" dedim. Hakkaten çok kötü olurdu herhalde. Yani Cihangir'e sevgi yuvama doğru yola çıkmışken, ertesi sabah doğunun ucra bir köşesinde 100 tane abazayla ter, osuruk, bok kokuları içerisinde alerjimi doruk noktalarına ulaştıracak yün battaniyeler altında uyanmak kötü olurdu. İşte bu bürokratik olay aklıma gelir gelmez, böyle ben terlemeye başladım. Gözüm yaşarır gibi oldu. Soğuk soğuk ter döktüm.

Neyse ki teknoloji gelişmiş arkadaş! GBT dediğin artık cep telefonlarından yapılıyor. Giriyorsun kimlik numarasını, haşırt diye çıkıyor ne var ne yok! 3G'de var artık telefonlarda. Hız sorunu da yok! Misss. 15 saniye falan sürdü gerginlik. "Tamam, teşekkür ederiz beyefendi. İyi akşamlar dileriz!" çıkışı ile polisin lan ben bir rahatladım. Böyle bir ferahlık geldi bana aman aman. Usta, böyle bir rahatlamak yok! Buradan Avea'ya özel teşekkürlerimi sunuyorum, kamu personellerine makul fiyatlarda çok ucuz görüşme ve internet imkanı tanıdığı için cep telefonundan. Çok büyük adamlarmışsınız hakkaten. Lan yoksa sizin demi başınıza geldi de internet falan bu kadar ucuzladı?

Durum bu işte. Normal bir GBT'de iki olasılık olduğunu bu tecrübem ile öğrenmiş oldum. Ya askere gidersin, ya Cihangir'e kardeşim! Ötesi yalan.

Uykusuzluktan saçmalamaya başlamadan tekrar görüşmek üzereyiz diyim. Kendinize dikkat edin bakalım!

Sevgiler ve saygılar.

Oturan Göbek

P.S.: Posta ilişkin iki yan konuya feminizm hakkındaki postlarımda değineceğim.

-Kadınların hiçbir zaman kimlik kontrolüne girmemesi.
-Kadınların askerlik görevinin mecburi olmaması.

Çok yakında "Küçük Dünya Büyük Göbek"te.
0 yorum

365 Gün 6 Saat

Gönderen İlmi İle Amil Kişi zaman: 16:52
Yerküre Güneş'in etrafında ki bir tam turunu daha tamamladı işte. Uzun zaman mı yoksa kısa zaman mı veya şöyle söyliyeyim yavaş mı geçti yoksa çabuk mu bitiverdi bu hareket, orası bilinmiyor işte. Adamına göre, yaşananlara göre değişiyor işte o durum.

Bu seneyi kimi zaman ivmelenerek kimi zaman geriye doğru ivmelenerek geçirdim desem yeridir. Sanırım çoğumuza da öyle oldu! Galiba normal olan bu. Sürekli ileri ivmelenen bir hayat olsa yaşadığımız, sanırım pilimiz biter bir süre sonra, Duracell reklamında ki şirin kahverengi ayıcık olsak bile!

2009'da neler yaptım?

- İş:

Mevzuatı yan yatırdım. Yaladım, yuttum. Harap ettim. 25 yaşındaki bir insanın edinebileceği maksimum mevzuat bilgisini edindim. İşimde başarılı oldum. Önemli bir iş kazam olmadı. Üstad'ımın beğenisini kazandım, müşterilerim beni seviyorlar, kimi müşterilerim ise danışman-müşteri ilişkisinin biraz daha ötesinde seviyorlar.

- Para:

Paramı nispeten dengeli harcadım. Altından kalkamayacağım bir borç yapmadım. Paranın ikame edilebilecek ve sabredildiği takdirde her zaman kazanılabilecek bir kavram olduğunu bir kez daha anladım. Herşeyden çok paraya değer verenlere her zamanki gibi acıdım.

- Aile:

Ailemle daha fazla zaman geçirdim önceki seneye göre. Hatta bir aile mensubunu, kıymetlim ablamı, İstanbul'a transfer ettim. Her ne koşulda olursa olsun ailemin yanımda olduğunu anladım. İnsanın ailesi ile istemeden de olsa arasında duvarlar girdiğini, bunun bazen set çekmek ve engellemek amaçlı duvarlar olduğunu bazen ise istimlak duvarları tarzında önleyici ve güvenlik amaçlı duvarlar olduğunu, fakat her ne cins duvar olursa olsun o duvarların konu aile ise yıkılabileceğini öğrendim.

- Araba:

Hala M3 alamadım.

- Aşk:

Yolu karanlıklardan arındırdım. Gölgelerden temizledim. Ama en önemlisi yüreğin tekrar başkalarına harekete geçebileceğini ve fakat gölgelere olan nefretin hiçbir zaman geçmeyeceğini öğrendim. Kahkahalarla gölgelerin her zaman gölgede kalacaklarını gördüm, kendi gölgelerinde kendilerini boğmaya başladıklarını fark ettim. İşin özeti, çok canım yandı ama hiç can yakmadım. Hala kafamı yastığa koyduktan 30 saniye sonra derin uyku moduna geçebiliyorum.

- Takım Arkadaşları:

Biri sözlendi, biri denize gitti. Denize giden geri gelecek ama sözlenen artık ne yazık ki bizimle fazla olamayacak sanırım. Ama onun adına seviniyorum şahsen, çünkü ben benimle o kadar zaman geçirmek istemezdim. Biri yıllardır mabedi olan evden taşındı ve neyseki daha yakınıma geldi. Taşınırken bir diğerinden de ayrılmadı, onu da yanında getirdi. Biri İzmir'de amfibide erlere eziyet etti ve yazın oda sözlendi. Biri İstanbul'da çalışmaya başladı. Biri askere gitti, ballı karakterini sergileyerek Kıbrıs'ta askerliğini tamamlayacak. Biri 2009'un yarısını Konya'da geçirdi askerde. Dönecek ay sonunda. Biri evlendi oğlu olacak. Çocuğun adının kendi adım olması için çalışmalarım hala sürüyor. Biri benim gibi denetim sektöründe sürünüyor. Çok şükür kaybetmedim hiçbirini! İkisi de hala beraberler bu arada. Şükür onları da kaybetmedim. Amerika'da olan var lan birde. Ona da selamımı çakıyoru, orasından burasından öpüyorum gece gece!

- Alkol:

2008'den daha az rakı, daha çok bira içtim. Apple mojitolar, Absinth shotlar, Tekila shotlar denedim. Bir kere içkiyi fazla kaçırıp, Denizli uçağını kaçırdım. Egemen'in viskisini bir gecede bitirdim, geceyi R. ile Sinatra eşliğinde dans ederek tamamladım. Yeni yıla rakı içerek girdim. Yanında şak şuka yaptım mis, süzme yoğurt cabası.

- Kavga:

Vukuat sayım bir elin parmağını geçmez 2009'da. Dayak yemedim hiç, aşırı dayak atmadım. Olaylar sırasında yanımdakilerin başını belaya sokmadım. Her zamanki gibi kavgayı ben aramadım, o gelip beni buldu.

- Kitap:

Özdemir Asaf'ın bütün şiirlerini içeren bir kitap okudum. Ayrıca " Beni Asıl Hayat Aldattı" kitabını Cezmi Ersöz'ün. Bu ikisini çok beğendim. Özdemir Asaf'ın "Bir Adam" şiirine taptım.

"Uzağa değil usta, öteye hep öteye gitti; yalnızlığı ondandır!" lafını benimsedim Özdemir Asaf'tan. Uzaklaştım, rahatladım.

- Müzik:

Dream Theater'dan vazcaymadım. Konserine gittim. İnanılmaz eğlendim.

Farid Farjad geldi, onu da yerinde dinledim.

Tarzımı baya bir yumuşattım. Blues ve jazza ve hatta soul müziğe önem verdim.

Meşhur chill out modunu yaşatmaya çalıştım. Kısmen başardım.

- Hayat Tarzı:

Tarzımda fiziki olarak fazla değişiklik yapmadım. Sosyal içicilik konumumu seviyeli bir şekilde korudum.

Cihangir olumlu etki yaptı bende. Kum torbası ise boks yeteneğimi geliştirdi.

Kişisel gelişim çabam doruk noktasına ulaştı. Sinirsel aktivitelerimin sınırsız kontrolünü elime aldım. Artık neye kızıp neye kızmayacağıma ben karar vermiyorum. Spontane gelişiyor. Tabularımı yıktım. Hayatta herşeyin olabileceğini ve ortaya çıkabilecek bu kadar olasılık varken benim bunlara sinirlenmemin kimi zaman gereksiz olacağını anladım, bu yüzden de sinirlenme olayını akışına bıraktım. Ama sinirlenme sonrası vereceğim tepkileri tam anlamıyla kontrolüm altına aldım.

-----------------------------

Valla şu anda aklıma gelenler bu kadar. Daha anlatacak çok şey oldu ama inanın uykum geldi çok. Yarında işim gücüm var. O yüzden hadi sizde uyuyun.

2010'un tüm sevdiklerime sevgi, sağlık, para işte ne bileyim böyle bilimum güzellikleri getirmesi dileklerimle. Bu güzel dilekler o kadar çok yağsın ki üzerinize bunları başkalarıyla paylaşma gereği hissedin. Bokunu çıkartın inşallag böyle mutlulukların. Olur mu? Ne olursa olsun hayatdan zevk almaya bakın!

Hadi bakalım. Size güveniyorum.

Öptüm.

Oturan Göbek
0 yorum
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Takip Ettiklerim

  • .z.
    Este es mi primer post! :3
    6 yıl önce
  • BETTRA
    8 yıl önce
  • daçe der ki
    Gökdelenin Tepesinden İnsan Manzaraları
    9 yıl önce
  • M.
    Bir gece sabaha karsi
    13 yıl önce
  • BİRBİZEKSİKTİK
    Unwell
    13 yıl önce
  • special n'
    ..
    13 yıl önce
  • r.d
    Toilet Paper
    15 yıl önce
  • direnk | knerid
  • and...

About Me

Fotoğrafım
İlmi İle Amil Kişi
Profilimin tamamını görüntüle

İzleyiciler

Tamam ama niye?

Gereksiz bilgeliğe giden yol burdan geçer!

Blog Archive

  • ► 2010 (26)
    • ► 09/26 - 10/03 (1)
    • ► 09/05 - 09/12 (1)
    • ► 08/22 - 08/29 (1)
    • ► 08/08 - 08/15 (1)
    • ► 07/18 - 07/25 (2)
    • ► 07/11 - 07/18 (1)
    • ► 06/13 - 06/20 (1)
    • ► 05/23 - 05/30 (1)
    • ► 05/02 - 05/09 (1)
    • ► 04/25 - 05/02 (1)
    • ► 03/21 - 03/28 (1)
    • ► 03/14 - 03/21 (2)
    • ► 02/28 - 03/07 (3)
    • ► 02/21 - 02/28 (1)
    • ► 01/31 - 02/07 (1)
    • ► 01/17 - 01/24 (3)
    • ► 01/10 - 01/17 (3)
    • ► 01/03 - 01/10 (1)
  • ▼ 2009 (57)
    • ▼ 12/27 - 01/03 (3)
      • Budizm ve Börtüböcek Familyası
      • GBT'yi Başarı İle Tamamlamak
      • 365 Gün 6 Saat
    • ► 12/20 - 12/27 (1)
    • ► 12/13 - 12/20 (4)
    • ► 12/06 - 12/13 (1)
    • ► 11/29 - 12/06 (3)
    • ► 11/22 - 11/29 (4)
    • ► 11/15 - 11/22 (3)
    • ► 11/08 - 11/15 (1)
    • ► 11/01 - 11/08 (5)
    • ► 10/25 - 11/01 (2)
    • ► 10/11 - 10/18 (4)
    • ► 10/04 - 10/11 (5)
    • ► 09/27 - 10/04 (1)
    • ► 09/20 - 09/27 (4)
    • ► 09/06 - 09/13 (1)
    • ► 08/30 - 09/06 (2)
    • ► 08/23 - 08/30 (1)
    • ► 08/16 - 08/23 (2)
    • ► 08/09 - 08/16 (2)
    • ► 07/12 - 07/19 (1)
    • ► 07/05 - 07/12 (1)
    • ► 06/21 - 06/28 (1)
    • ► 06/14 - 06/21 (5)
 

© 2010 My Web Blog
designed by DT Website Templates | Bloggerized by Agus Ramadhani | Zoomtemplate.com